Site İçi Arama


Keyfi Mola

Gün arası eğlence!

Faydalı Bilgiler

sac_kesimi

Bayanların en büyük sorunlarından bir tanesi saç şekilleridir.Çünkü her yüz tipine yakışan ayrı ayrı modeller vardır.Temel olarak belirlenmiş 7 tane farklı yüz şekli vardır.İşte yüz şekline göre saç kesimler…


1)Yuvarlak Yüz
Her tür kesime yakışabilecek bir yüz şeklidir.Ama yüzünün yuvarlağını beğenmeyenler saçlarına hacim katan havalı modeller tercih etmelidir.Bu modeller sayeside saçlar önplana çıkacak ve yüzünüz daha ince gözükecektir.Yüz hatlarına görede ön tarafa dogru kesilmiş perçemlerde kullanabilirsiniz.

Mary Kate-Ashley Olsen kardeşler,Cameron Diaz ve Rachel Bilson yuvarlak yüzlü ünlülerden.

2.)Kare Yüz
Kare yüzde yuvarlak yüz gibi dengelidir.Yüzdeki kemik şekillerinden dolayı sertlik ön plandadır.Yüz şeklinizi beğeniyorsanız size en uygun kesim önleri katlı bir kesimdir.Eğer surat şeklinizden memnun değilseniz yuvarlak bir kahkül ve şakaklardan beri inen katlar kullanabilirsiniz.Böylece suratınızda daha yumuşak bir görünüm olur.

Gisele Bundchen,Sandra Bullock ve Mischa Barton kare yüzlü ünlüler.

3.)Dikdörtgen Yüz
Çok fazla değiştirilemeyen bir yüz şeklidir.Eğer değişiklik istiyorsanız çene kemiğini geçmeyecek şekildeki kesimleri kullanabilirsiniz.Şakak kemiklerini kapatan katlar kullanmalısınız.Bu şekilde daha dengeli ve uyumlu bir saç şeklini yakalayabilirsiniz.

Katie Holmes,Rihanna ve Drew Barrymore dikdörtgen yüzlü ünlüler arasında yer alıyor.


Devamını okumak için tıklayınız

sac_rengi

Esmer Ten :
Sarı saçtan kesinllikle kaçınmalısınız. Ancak ten renginiz amber tonlarını tasıyorsa, bakır yada kestaneyi denemelisiniz. Daha koyu tenliler sarap kızılı yada mavi siyahı uygulayabilirler.

Buğday Ten :
Parlak sarı ve platinden uzak durmalısınız. Size uygun saç renkleri, açık kahve, altın sarısı ve açık kızıl tonlarıdır. Mahagoni, ateş kızılı, koyu kahve, patlıcan morunu deneyebilirsiniz.

Beyaz Ten :
Çok açık sarı uygun değildir. Altın sarısı, platin, mahagoni veya bakır kızılını denemelisiniz.


Devamını okumak için tıklayınız

mutsuz_1

Evet farkında bile değilsiniz ama bu 3 şarlatan mutluluğunuzu kilitlemiş vaziyette. Yani hayatınızın büyük bir kısmını bu 3 şarlatanla yaşıyorsunuz ama haberiniz bile yok. İşte üç şarlatan: “Ama ben haklıyım.” “Bakın şu halime.” “Ama ben böyleyim” demek. Hepsini teker teker çözeceğiz burda. Hayatınızın neresinde uzun süredir devam eden şikayetleriniz varsa, orda bu üç şarlatandan biri sizi çok güzel kandırıyor ve sizin haberiniz yok. Ama bu gün olacak ve inanamıyacaksınız bu şarlatanlar sizi nasıl kandırıyorlar.

Niye şarlatan diyorum bunlara? Çünkü on planda yaşayıp sizi çok rahatsız ediyormuş gibi görünüyorlar ama arka planda size uyuşturucu oluyorlar, problemlerinizi çözüyorlar. Yani bu kötü durumları hayatınızda istemiyorsunuz ama şarlatanlar onları hayatınızda tutuyor. Şunlara teker teker bir bakalım.

Ama ben haklıyım!!!

En büyük şarlatan. Niye? İnsan oğlu haklı olmayı, sevgiye, mutluluğa, başka insanlarla yakınlığa, hayatta olabilecek her türlü güzelliğe tercih ediyor. Yani etrafta “ben haklıyım” diye gezmeyi ve öyle yaşayıp öyle ölmeyi, bir ilişkiyi düzeltmeye, bir olasalığı gerçekleştirmeye tercih ediyor. Komik değilmi? Bu şarlatanın insana verdiği tek şey “ben haklıyım” dedirtmek ve insanı bu kilidin altında tutmak ve ölene kadar olabilecek güzelliği, mutluluğu önlemek.


Devamını okumak için tıklayınız

panik

Panik atak, aniden başlayan ve zaman zaman tekrarlayan, insanı dehşet içinde bırakan yoğun sıkıntı ya da korku nöbetleri olarak tanımlanır.

– Hastaların çoğu zaman “kriz” adını verdiği bu nöbetler yani panik atak birdenbire başlar, giderek şiddetlenir ve şiddeti 10 dakika içinde en yoğun düzeye çıkar. Çoğu zaman 10-30 dakika, seyrek olarakta 1 saat kadar devam ettikten sonra kendiliğinden geçer.

Panik Atağının Belirtileri Nelerdir?

Göğüs ağrısı yada göğüste sıkışma
Çarpıntı, kalbin kuvvetli yada hızlı vurması
Terleme
Nefes darlığı yada boğulur gibi olma
Soluğun kesilmesi
Baş dönmesi, sersemlik hissi, düşecek yada bayılacak gibi olma
Uyuşma yada karıncalanmaÜşüme, ürperme yada ateş basması
Bulantı yada karın ağrısı
Titreme yada sarsılma
Kendini yada çevresindekileri değişmiş, tuhaf ve farklı hissetme
Kontrolünü kaybetme yada çıldırma korkusu
Ölüm korkusu Bir panik atağında bu belirtilerden en az 4 yada daha fazlası bulunur.
Dörtten daha az belirtinin görüldüğü ataklara ise kısıtlı panik atağı adı verilir.

Panik Bozukluğu Nedir?

Panik bozukluğu, tekrarlayan, beklenmedik panik atakları ve ataklar arasındaki zamanlarda başka panik ataklarının da olacağına ilişkin sürekli bir kaygı duyma. Panik ataklarının “kalp krizi geçirip ölme” , “kontrolünü yitirip çıldırma” yada “felç geçirme” gibi kötü sonuçlara yol açabileceği inancıyla sürekli üzüntü duyma yada ataklara ve olası kötü sonuçlarına karşı önlem alarak (işe gitmeme, spor, ev işi yapmama, bazı yiyecek yada içecekleri yiyip içmeme, yanında ilaç, su, alkol, çeşitli yiyecekler taşıma gibi ) bazı davranış değişikliklerinin görüldüğü ruhsal bir rahatsızlıktır.

Panik Bozukluğu Nasıl Oluşur?

İlk atak başlıyor: Hiçbir neden yokken ve birden bire başlayan çarpıntı, terleme, göğüste sıkışma, nefes darlığı yada baş dönmesi, dengesizlik, fenalaşma yada baygınlık gibi belirtiler kişiyi dehşet içinde bırakır. Kişi ‘kalp krizi ’ geçirdiğini yada felç geçirmekte olduğunu zannederek yoğun bir ‘ölüm korkusu’ ya da ‘felç olma’ korkusu yaşar. Bazen de başında bir tuhaflık, sersemlik hissi, kendisini veya çevresini bir garip ya da değişik hissetme gibi duyguların ortaya çıkmasıyla, ‘kontrolünü kaybetmeye’ yada ‘çıldırmaya başladığını’ düşünerek kendisine yada çevresindekilere bir zarar vermekten korkmaya başlar. Hasta hemen, en yakın doktor ya da acil servise götürülür. Orada yapılan birçok muayene, çekilen film, elektrokardiyografi, tomografi ve diğer incelemelerde hiçbir şey bulunmaz. Hastanın nesi olduğu sorulduğunda doktorlar ‘hiçbir şeyi yok’ ya da ‘stresten olmuş ’ derler. Çoğu zaman sakinleştirici bir iğne yapılarak evine gönderilir.
Ataklar tekrarlıyor: Bir süre sonra panik atakları tekrarlar. Hasta, her yeni atak ile aynı dehşet ve korkuyu yeniden yaşamaya ve acil servislere taşınmaya başlar. Her seferinde yeniden muayene, yeniden incelemeler yapılır ancak hiçbir şey bulunmaz. Hasta, kalbinde ya da beyninde kötü bir şey olduğuna, ancak doktorların bunu bir türlü bulamadığına inanmaya başlar. Bazen de yanlış tanı konularak hasta, antibiyotikten nefes açıcıya, çarpıntı ilacından tansiyon ve kalp ilacına, vitamine kadar değişik ilaçlarla tedavi edilmeye çalışılır, ancak bir türlü iyileşemez.
Beklenti anksiyetesi gelişiyor: Ataklar tekrarlamaya devam ettikçe, hasta, ataklar arasındaki dönemde gergin, huzursuz ve endişeli bir şekilde her an yeni bir panik atağının geleceğini beklemeye başlar. Bu endişeli bekleyişe “beklenti anksiyetesi” adı verilir. Atakların çoğu zaman belirsiz zaman ve yerlerde gelmesi bu kaygıyı daha çok arttırır. Ataklar sıklaştıkça, kalp krizi geçirip ölme, felç olma ya da kontrolünü kaybedip çıldırma korkuları pekişir.


Devamını okumak için tıklayınız

yalanci

Bir kişinin size yalan söylediğini anlayabilir misiniz? Yalan söyleyen kişi ne tür davranışlarda bulunur?

Yalan söyleyen kişi göz temasında bulunmamaya çalışır, göz göze gelmemek için elinden geleni yapar.
Yalan söyleyen ya da bir gerçeği saklayan kişi, ellerini ve kollarını daha az kullanır.
Soru sorulduğunda elleri sımsıkı kapanıyor veya avuçları aşağı dönüktür.
Ellerini yüzüne ya da boynuna doğru götürüyor olabilir. Bunun haricinde bedeniyle pek temas kurmaz.
Verdigi cevap nedeniyle içinin rahat olduğunu göstermeye çalışan kişi belli belirsiz kaçamak bir şekilde omzunu silker.


Devamını okumak için tıklayınız