Site İçi Arama


Keyfi Mola

Gün arası eğlence!

May, 2009 tarihine ait yazılar

Sorunlarınızla başa çıkmaktan fiziksel, duygusal ve zihinsel olarak yorgun düşüp hiçbir şeyin düzelmediğinden ve her gün işlerin biraz daha kötüye gittiğinden mi yakınıyorsunuz? Kolayı var, ilk yapmanız gereken şey; olumlu düşünmek. Ama olumlu düşünebilmek öyle kendiliğinden olabilecek bir şey değil. Günümüz dünyasının koşullarında binlerce farklı uyaran tarafından etrafımız sarılmışken olumlu düşünebilmek için doğru şekilde hareket etmek gerekiyor çünkü olumlu düşünebilmek için uygunabilecek bir formül yok. İnsan ancak belirli şartların oluşması sonucunda olumlu düşünebilmeyi başarabilir. Gelin; kişisel yaşamınızda gerçekleştireceğiniz birkaç sağlam hamle ile hayata daha olumlu yaklaşmanızı nasıl kolaylaştıracağınıza bir göz atalım.

Kendinize zaman ayırın… Hayatımızın çoğunu kuru kalabalık içerisinde oradan oraya sürüklenerek geçiririz. Kendinize zaman ayırarak, kişisel süreçlerinizi daha yakından tanıyıp, pozitif düşünmek için ihtiyacınız olan adımları daha iyi planlayabilirsiniz. Kişinin kendisine zaman ayırması, kendisini yüceltmesi demektir. Pozitif düşünebilmek için kendinizi yüceltmekten ve kendinize zaman ayırmaktan kaçınmayın.


Devamını okumak için tıklayınız


Her ülkenin toplumsal ve kültürel yapısı ile inançlarına göre evlilik gelenekleri, ilginç özellikler taşıyor.

Bosna-Hersek’te sade kahve, damat adayının reddedildiği anlamını taşırken, Pakistan’da damat adayı küfür ve hakaretlerle dolu zorlu bir sınavdan geçmek zorunda kalıyor. AA muhabirinin, bir internet sitesinden yaptığı derlemeye göre, Bosna-Hersek’te evlenme çağına gelmiş gelin adayını isteyen damat adayı, kız evine yemeğe davet ediliyor ve ailenin büyükleri ile söz konusu evlilik hakkında tartışıyorlar. Kızın aile büyükleri damat adayı hakkında bir karara vardıktan sonra kahve ikramına geçiliyor. Şekerli kahve damat adayının evlilik için uygun görüldüğü, sade olması ise damat adayının reddedildiği anlamını taşıyor.

Pakistan’da damat adayı kızın aile büyükleri tarafından zorlu bir sınavdan geçiriliyor. Bu sınav, aile büyüklerinin damat adayına akla gelebilecek tüm hakaret ve küfürleri etmeleri, damat adayının ise tüm bunlara katlanabilecek kadar soğukkanlı olmasına dayanıyor. Sınavdan başarıyla geçen genç evlilik iznini almış oluyor.

İskoçya’da ise gelin, düğünden bir gece önce aile büyüklerinin ortasına oturarak, onlara ayaklarını yıkatıyor. Bu gelenek, çiftin mutluluk yolunda yürümelerini sembolize ediyor. Düğünde ise gelin iki ayakkabısına da bozuk para koyuyor.

Çin’de de damadın ailesi astroloji uzmanına başvurarak evlenmeyi düşünen çift hakkında yorum istiyor. Eğer astroloji uzmanının hazırladığı horoskopu damadın ailesi uygun bulursa, çocuklarının doğum saatini ve tarihini kızın ailesine göndererek aynı işlemi onların da yapmasını istiyor.

Çin’deki evlilik geleneklerine göre, düğünden önce damat evlilik yatağını hazırlayarak üzerine çeşitli meyve ve kuruyemişlerden koyuyor. Ailenin küçük çocukları yatağın üzerine oturtuluyor ve meyvelerle oynamalarına izin veriliyor. Yatağın üzerinde ne kadar çok çocuk olursa o kadar çok doğurganlığı sembolize edeceğine inanılıyor. Nedimelik yapacak bayanlar ise gelinin horoskopuyla uyumlu doğum yılına sahip kişilerden seçiliyor. Ayrıca Ay takviminin 7. ayının son 15 gününde evlenmenin uğursuz olduğuna, çünkü o dönemde cehennemin kapısının açılıp kayıp ruhların serbest kaldığına inanılıyor.

İsrail’de ise Musevi inancına göre, düğünlerde Kudüs’teki kutsal tapınağın yok oluşunu sembolize eden içi cam parçalarıyla dolu bir beze basma geleneği bulunuyor. Törende cam kırmak ise hayattaki mutluluğu ve üzüntüyü sembolize ediyor.

Hindistan’da da damat gelinin kıyafetinden sorumlu oluyor. Gelin, beyaz gelinlik yerine, “sari” denilen özel bir giysi giyiyor. Törene gündelik kıyafetlerle gelen gelin, daha sonra kocasının kendisine sunduğu kıyafeti giyiyor.


Devamını okumak için tıklayınız

Bir dediğinizi iki etmeyen, itaatkâr bir kocanız mı olsun istiyorsunuz? İşte Tempo’dan ABD’li Amy Sutherland’in 4 adımda başarıya ulaşan yöntemi.


Evin orasına burasına dağılmış kirli çamaşırlardan… Bir omlet uğruna muharebe alanına çevrilmiş mutfak manzaralarından… Randevu yerine sanki Yemen’den geliyormuşçasına geç kalmalardan… Anahtardan dosyaya, tıraş losyonundan cep telefonuna kadar ne kaybedilse, sizi sorumlu tutan tavırlardan… Uzun lafın kısası, tertipten, düzenden nasibini almamış, dağınık, aklı bir karış havada kocanızdan yorulup, sıkılıp, usandıysanız… “Bir mucize formül bulsam da şunu şöyle bir yeniden yaratsam.” diyenlerin imdadına yetişen bir kitap ABD’de piyasaya çıktı.Tipik şikâyetler Kitabın yazarı, ABD’li gazeteci Amy Sutherland, ne bir ilişki uzmanı ne de evlilik danışmanı. Kendisinin, “Savsak kocanızı nasıl hayallerinizdeki ideal eşe dönüştürürsünüz?” tarzında, bir çeşit Güzin Abla haline geliş macerası hem komik hem ilginç. Amy’nin 12 yıllık evlilik geçmişlerine rağmen hâlâ âşık olduğu kocası Scott, pek çok hemcinsi gibi unutkan, dalgın, ihmalkâr, her yere geç kalmayı seven, kararsız ve değişken bir mizaca sahipti. Amy de kimi zaman homurdanarak, bağırıp azarlayarak kendince bir yol tutturdu. Ancak bütün bu serzenişleri işe yaramadı. Evlilik danışmanı da derdine çare olmadı.

Tam umudunu kesmişken Meseleyi çözmekten umudunu kesen Amy’nin hayatı ve erkeklere bakış açısı, konuyla son derece alakasız bir proje sayesinde değişti. O dönemde egzotik hayvan eğitmenleri hakkında yazması gereken bir kitap vardı. Bu nedenle hayvanların yaşadıkları değişimi anlamak amacıyla Kaliforniya’ya gidip gelmeye başladı. Bu eğitimler sonucunda, sırtlanlar bir emirle tek ayakları üzerinde dönüşler yapıyor, pumalar tırnaklarını kestirmek için pençelerini uzatıyor, denizaslanları burunlarının ucunda top oynatıyor, babunlar kaykay kullanıyordu. Amy uzun eğitim süreçlerini izlerken, kafasında sihirli bir ampul yandı. Yırtıcı, egzotik yaratıklar bütün bu imkânsız hareketleri, davranış biçimlerini yapabiliyorlarsa; bu tekniklerin, evdeki bambaşka bir tür üzerinde de olumlu sonuçlar verebileceğini düşündü. Acı ama gerçek… Bu farklı tür, inatçı ama sevimli kocası Scott’tan başkası değildi.Film teklifleri aldıAmy Sutherland, bu garip deneyini ve kendince elde ettiği başarıyı ilk olarak 2006’da, The New York Times gazetesinde kısa bir makale olarak yayımladı. Makalesi o yılın, elektronik postayla en çok gönderilen hikâyesi seçildi.
NBC’nin ünlü ‘The Today Show’una konuk oldu. Hollywood’dan film teklifleri aldı, hatta bir tanesini kabul etti. Son olarak Şubat 2008’de ‘Shamu Bana Hayat, Aşk ve Evlilik Hakkında Ne Öğretti? Hayvanlardan ve Eğitmenlerinden İnsanlar İçin Dersler’ adlı kitabı piyasaya çıktı.


Devamını okumak için tıklayınız

Feng Shui’nin sözlük anlamı, “rüzgar” ve “su”dur. Feng Shui, doğayı etkileyen iki akıcı güç olarak tanımlanır.
Feng Shui, yaşadığımız iç ve dış mekanlarda hayatımızı etkileyerek olumlu etkenlerin arttırılmasını, olumsuz etkenlerin de önlenmesini hedefleyen yöntemlerdir. Kısacası Feng Shui, doğanın güçlerini ve enerjisini yönlendirme sanatıdır. Bu yöntemleri kullanarak evren ile denge içinde yaşamayı sağlayabiliriz.

Feng Shui’ye Göre Mekan Planı

Giriş Kapısı:

* Giriş kapısının karşısında ayna olmamalı. Çünkü içeriye giren enerji aynadan yansıyarak tekrar dışarı çıkacaktır.
* Giriş kapısının karşısında tuvalet olmamalı. Çünkü evinize giren şans sifonunu kullanışınızdaki gibi akıp gidecektir. Eğer tuvalet giriş kapısının tam karşısında değilse tuvalet kapısı aynayla kaplanabilir. (tuvaletin orada olmadığı izlenimi verilir)
* Giriş kapısının karşısında merdiven olmamalı. Merdivenlerin önüne bitki koyarak görüntüyü kamufle edebilirsiniz.
* Giriş kapısının karşısında başka kapı olmamalı. Bu durumlarda iki kapının da kapısı kapalı tutulmalı veya iki kapı arasına rüzgâr çanı asılmalı.
* Giriş kapısının karşısında cam olmamalı. İçeri giren enerji dışarı çıkacaktır.
* Sokak kapısı karşısında kolon ve sivri köşe olmamalı. Bitkiyle kamufle edilebilir.

Çalışma Odası:

* Çalışma odası koridor sonunda olmamalı.
* Otururken arkanızı duvara verin, sırtınızı sağlam yere dayayın.
* Arkanızda pencere olmamalı, Eğer varsa kalın perde veya jaluzi ile devamlı kapalı tutmalısınız.
* Ev ve ofisinizin giriş kapısının uzak çaprazı güç noktasıdır. Çalışma masanızı buraya yerleştirin.
* Kapaklı kütüphane ve dolaplar seçin.
* Çiçekleri odanızın güneydoğu tarafına yerleştirin. Yapma çiçek kullanabilirsiniz; ama kurutulmuş çiçek kullanmaktan kaçının.
* Bilgisayarınızı, telefonunuzu ve hesap makinenizi batı ya da kuzeybatı yönüne yerleştirin.
* Çalışma yerleriniz bol ışıklı olmalı Sarı ışıklar, güneybatı ve kuzeydoğu, beyaz ışıklar kuzeybatı ve batı yönlerden gelmeli.
* Hafif sesli bir müzikle çalışın. Müzik enerji demektir.
* Odanızda kırmızı renkli bir eşya bulunsun. Kırmızının yoğun kullanıldığı bir resim de olabilir.


Devamını okumak için tıklayınız

Ten

Cildiniz donuksa kayısı ve bej tonlarında bir makyaj altı sürün. Göz altlarınızda morluklar, yüzünüzde sivilce ve kızarıklıklar varsa mutlaka bir kapatıcı kullanın. Rengi cildinizden bir ya da iki ton açık olmalı.

Kapatıcıyı parmaklarınızla cildinize iyice yedirin.

Fondöteninizi uygulayın. Fondöten rengini cildinizle aynı tonda veya yarım ton daha açık seçin.

Büyük bir fırça ile pudranızı ve allığınızı sürün.


Devamını okumak için tıklayınız